2018 yılı ile birlikte insan kaynakları alanında yeni trendler ortaya çıkarken, yenilikler ile birlikte değişen bir insan kaynakları profili de öne çıkıyor. Artık “yapay zeka” ve “dijitalleşme”nin değiştirdiği bir İnsan Kaynakları profilinden söz ediyoruz.
Peki hayatımızın her alanında görmeye başladığımız yapay zeka teknolojisi, İK alanında kendini nasıl hissettirmeye başlıyor? Nedir bu yapay zeka?
“Daha önce insanlar tarafından yapılırken, makinelere yaptırılmaya başlanan komplike her şey yapay zekadır”, daha doğrusu yapay zekanın bir ürünüdür.
Bu tanımı insan kaynakları profiline uyarlayınca karşılaşacağımız yeniliklerden bazıları şunlar olacaktır;
- Yapay zeka sayesinde, insan kaynaklarının derlediği ve girdiği veriler, çok daha hızlı bir şekilde işlenebilecek,
- Makineler ve insanlar arasındaki işbirliği artacak, bu işbirliği ile birlikte önemli bir maliyet avantajı sağlanacak,
- Onbinlerce kişilik aday listesi, hiç el değmeden kısa liste haline gelebilecek,
- İnsanlar tarafından çok uğraştırıcı şekilde yönetilen bazı insan kaynakları süreçlerinin makinelere devredilmesi sayesinde, hataya çok açık olan bu süreçler daha doğru ve çeşitli verilerle yönetilebilecek…
Yapay zeka ile birlikte öne çıkan diğer bir kavram ise dijitalleşme. Dijitalleşme; “en alt düzeyde fiziksel çabayla en üst düzeyde verimliliği sağlamak amacıyla var olan kaynaklarınızın dijital ürünlerle ikame edilmesi ya da yenilenmesi”dir. Artık her geçen gün fiziki eski yöntemlerimizin yerini dijital yöntemler alacak ve değişim böylece hızlanarak devam edecek.
Bu iki kavram ile birlikte insan kaynakları profilinde nasıl değişimler gözlemleyeceğiz?
Değişen profil ile birlikte; “proaktif olmak”, “veri temelli hareket etmek”, “yenilikleri hayata geçirmek”, “kendini pazarlamak” ve “çalışanların sesi olmak” gibi özelliklerin öne çıkacağını söylemek mümkün.
Genel olarak operasyonel bir birim olarak algılanan insan kaynakları departmanı, dijitalleşme ile birlikte yöneticisine gerçek veri ve ölçümler sayesinde insan kaynağına dair kararların daha hızlı alınmasını sağlayacak kritik öneme sahip stratejik ortaklık konumunu daha da pekiştirecek gibi görünüyor. Böylece İnsan Kaynakları departmanı, reaktif hareket eden bir departman olmaktan çıkıp, proaktif hareket eden bir departman haline gelecektir.
Toplumda hala İK Profesyonellerinin insan sarrafı olması gerektiği şeklinde bir yanlış algı mevcut. Dijitalleşen dünyada, insana dair verileri doğru şekillerde çeşitli araçlarla toplamak, bu bilgileri etkin bir biçimde analiz etmek, ilk basamak olarak karşımıza çıkıyor. Dijitalleşme, tam da bu noktada İK profesyonellerine kolaylıklar sunuyor. Hayatımıza soktuğu büyük veri ya da yetenek analitiği gibi kavramlarla, analitik araç ve yöntemlerin İK alanında daha yoğun olarak kullanılmasını da beraberinde getiriyor. Yeniliklere açık olmamakla eleştirilen İK departmanı, dijitalleşme ile birlikte çehresini artık yeniliklere dönüyor; yapay zeka botları,çeşitli oryantasyon uygulamaları, interaktif oyun ve simülasyonlarına her geçen gün bir yenisi daha ekleniyor.
İK Profesyonelleri dijitalleşmeyi başka hangi alanlarda yoğun kullanacak?
Yetenekleri yönetmenin ilk adımı elbette yetenekleri şirkete çekebilmekle başlıyor. Gerek iç müşteriler gerekse dış müşteriler için cazibeli bir yer haline gelmenin ise yolu yine dijitalleşmeden geçiyor.
Dijitalleşme ile birlikte aday ve çalışanlara dijital platformalar ile ulaşılabilecek ve işveren markasını farklı platformlarda da etkin temsili ve yönetimi gündemin önemli maddelerinden biri olacak. Dijitalleşme sayesinde İK, pazarlama tekniklerini kendi alanına taşıyarak markalaşmaya başlayacak, çalışanlar online kurum içi platformlarda düşüncelerini rahatlıkla dile getirebilecek ve İK departmanı elde ettiği bu verileri daha etkin analiz edebilecek.
İK departmanı, stratejik ortaklık rolü gereği, işletmelerin organizasyonel değişimi öngörmelerine ve yönetmelerine yardımcı olmada kritik bir rol oynamaya devam etmek istiyorsa, teknolojik değişimlerin nabzını tutarak dijitalleşmeye ve yeniliklere açık olmalıdır. İnsan Kaynaklarına yön veren trendlere baktığımızda, ülkemizdeki yönelimlerin de globaldeki yapıyla paralel gittiğini söyleyebiliriz.
Eda Dağdelen
Yönetici Ortak, BABUDA İNSAN KAYNAKLARI & EĞİTİM & DANIŞMANLIK
eda.dagdelen@babuda.com.tr
Yorumlar kapalı.